Ölümcül Pala Batu-Han’ın eğitim verdiği gizemli bir mekandır. Pala Sanatını öğreten Usta Batu-Han silahsızken sıradan görünümlü biridir ama çok hızlıdır ve onu hafife almanın bedeli ağırdır. Yılan kavmine katıldığından beri adım adım yükselerek sonunda Pala sanatının Büyük Üstadı olmuştur. Set-Han tarafından son derece saygı gören Batu-Han’ın önderliğinde Kılıç Aşireti Yılan kavmindeki en nüfuzlu birlik olmuştur. Pala Sanatında eğitim alanlar Zehir Savaşçılar olarak bilinmektedir.
Çift Bıçak sanatı Usta Enki tarafından öğretilmektedir. Bu gözü dönmüş katil aynı zamanda dövüş sanatlarında da eğitim vermektedir. Ailesinin Pars ve Ejder kavimleriyle yapılan savaşta ölümü üzerine her iki budundan da nefret eden Üstad dövüş sanatları eğitimini Yağı-Han’dan almıştır.
Karum Evi’ndeki bazı insanlar müzik sever ve düşmanlarıyla sesle savaşırlar. Set-Han’ın kızı Kuğu Hanım dövüş sanatları öğretmenidir. Soğuk ama güzeldir, son derece marifetli olup ses dalgalarıyla yapılan saldırılarda ustadır. Fısıldayan Yel Kavmi’nin eski Ustası olarak önceki Baş Kopuz Ustası’nın ölümünden sonra babasının emirlerini dinleyerek Azametli Yılan Kavmi’ne katıldı ve Baş Usta oldu. Şimdi Kuğu Hanım tüm kavimleri birleştirmeyi amaçlayan Hayalet Müziği Aşireti’nin lideridir.
Hakkında Diğer budunlara oranla bedensel hünerleri düşük de olsa bunu üstüm silah tasarımlarıyla kapatan bir topluluktur. Azametli Yılan Kavmi’nin diğerlerine daha üstün olan ani saldırıları düşmanlarını hızla bertaraf etmek için düşünülmüştür. Yılan Kavmi’nin kendilerine özel bir silahı vardır. Kopuz. Görünüşte zararsız olan bu aletin uzan mesafelerden sse dalgalarını kullanarak düşmanları öldürebilmesinden dolayı sıklıkla suikastler için kullanılır. Yakın dövüşte Yılanlar hançeri tercih ederler.
Temsilcisi Çift Bıçaklı Yıldırım Enki. 20 yaşındayken anne ve babası Efsane Şehri’ndeki savaşta öldüler. Set-Han henüz bebekken onun hayatını kurtardı ve onu Azametli Yılan Kavmi’ne geri getirdi. Yaşı gelir gelmez eğitimine başladı. Enki Ejder ve Pars Kavimlerinden nefret etmekte çünkü onları anne ve babasının ölmünden sorumlu tutmaktadır. Bu tatmin olmamış nefretinden nasibini alarak onun çift bıçaklarının ucunda hayatlarını kaybedenler Enki Usta’nın Azametli Yılan Kavmi’nin Baş Suikastçısı olmasını da sağladılar.
İnce Kılıç sanatı Beyaz Pars Aşireti’nden Kara Kalpli Konug tarafından öğretilir. Ölen Cin Usta’nın oğlu olup Rua-Han tarafından evlat edinilip eğitilen Konug Güney Ejder Kavmi’nden Kurt-Han’I yenerek kavimler arasında oldukça önemli bir yere yükselmiştir. İnce Kılıç sanatında eğitim alan savaşçılar Beyaz Pars Dövüşçüleri olarak da bilinir.
Uzun Balta sanatı Rua-Han’ın en büyük oğlu Has Balta Yaru tarafından öğretilmektedir. Cin Usta’nın ölümünden sonra Baş Usta konumuna geçmiştir. Kaba görünümüne karşın kavimdeki en yetenekli savaşçıları seçip eğiten duyarlı ve anlayışlı bir öğretmendir. Rua-Han’ın tartışılmaz veliahdı olarak gösterilmiştir. Uzun Balta sanatında ustalaşanlara Anka Savaşçıları denmektedir.
Kama sanatını öğreten usta Kötü Ruh Kama-Han’dır. Yaşlı, sinsi ve acımasız bir adamdır. Vahşi bir görünüme de sahip olan Kama-Han başarıya ulaşmak için kendi adamlarının yaşamlarını kurban etmek de dahil olmak üzere her yolu deneyecektir. Sadece düşmanlarını korkutmakla kalmaz, zırhındaki kafatasları en güçlü müttefiklerini bile ürkütür. Baş Usta konumundaki genç efendilerden ölesiye nefret etmekle birlikte Rua-Han’a meydan okumaya da cesaret edememektedir. Gizliden gizliye onları eleştirirken öğrencilerinin seferlere katılmasını engellemek için çeşitli bahaneler bulmaktadır. Kama’da ustalaşan dövüşçülere Ejder Kaplumbağası Savaşçıları denir.
Hakkında Azametli Yılan Kavmiyle kıyaslandığında onların tam tersi gibidirler. Bedensel özellikleri ve güçleri çok daha üstündür. Hünerleri diğer iki kavimden de daha yüksektir. Boyutlarıyla ölçüldüğünde nispeten güçsün olan devasa silahlar taşırlar. Ama düşük saldırıları hızları sizi yanıltmasın; güçlü yapıları sayesinde çok fazla hasar verirler, bu özelliklerini unutmak çok sayıda savaşçının ölümüne neden olmuştur.
Temsilcisi Kara Kalpli Pala Konug. 23 yaşındadır, Pars Kavmi’nin en onurlu üyelerinden biri olan babası Cin Usta Ejder Kavmi’nin Baş Ustası Yel-Han tarafından yanlışlıkla öldürülmüştür. Rua-Han onu evlat edinip eğitimini üstlense de konug Ejder Kavmine olan nefretini asla yenememiştir. Sonunda içindeki en iyi olma hırsı onu pala sanatındaki en iyi Ustalardan biri yapmıştır.
Kılıç kullanma sanatı Muteşem Kılıç Evi’nde Üstad Kurt-Han’dan öğrenilir. Yakışıklı çehresinde kayıtsız bir ifade, sessiz ama ölümcül saldırı sanatını öğrencilerine aktaran bir usta… Manolya’yla yapacağı evliliğin reddi bir zamanlar nazik olan Kurt-Han’ın yakışıklı yüzündeki yıllara çok şey eklemiştir. Ne zaman Oda-Han onu ziyaret etse Kurt-Han’ın gözleri uzaklara Azametli Yılan Kavmi’nin topraklarının olduğu yöne dalıp gider.
Pala yolun Muteşem Kılıç Evi’nde Tılsımlı Pala Şu Usta’dan öğrenilir.. İnsanlar onunla ilk karşılaştıklarında tek gördükleri şişman orta yaşlı bir kasaptır. Muhteşem Ejderha Okulu’nun üç Büyük Efendisi’nden biri ve Pala Muhafızların liderini görmekte zorlanırlar. Çoğunun görmekte zorlandığı şey aslında bu hantal adamın içindeki çeviklik ve kocaman palayı kullanmasına yarayan ustalığıdır.
Yumruk dövüşü sanatı Muteşem Kılıç Evi’nde Üstad Yel-Han’dan öğrenilir. Yel-Han’ın dövüş düsturu rüzgar gibi yumruk atmak ve gölge gibi hareket etmektir. Ciddi yüzünün ardındaki gerçek gücünü hiç kimse bilmezdi. Büyük Efendilerin en yaşlısı olarak Oda-Han’a olan bağlılığı asla sorgulanamazdı. Muhteşem Ejder Kavmi’nin onurunu her zaman korurdu.
Hakkında Diğerlerine kıyasla daha ortalamadırlar. Çok uç derecede güçlü bir yanları olmayan dengeli ve oturmuş karakterlerdir. Kılıç, pala ve savaş eldiveninde uzmanlaşırlar. Kılıç ve pala daha yakın mesafe silahlarıyken savaş eldiveni Ejder Budunu üyelerinin iç güçlerini kullanrak uzun mesafelere saldırılar yapmasına olanak verir. Temsilcisi – Kılıç Ustası Kurt-Han. Duygusuz ve kurnaz olan bu adam 22 yaşında Ejder Hakanı Oda-Han’ın Baş Eğitmeni konumuna gelmiştir. Oda-Han’ın da hocası olan Usta Yel-Han’ın son öğrencisidir.
Temsilcisi Kurt-Han ve Oda-Han’ın kızı Manolya’yı evlendirmek için anlaşılmıştı. Ne var ki Manolya 15 yaşında töreye isyan ederek Pars Kavminden İnce Kılıç Ustası Konug’la ilişkiye girdi. Babası bunu öğrendiğinde öfkelenmiş ve ona kabilesinde kalıp Kurt-Han’la evlenmeye zorlamıştı.
Hakkında Gökkavmin son kalan onikilerinden Kara-Han, bir zamanların efsanevi kılıç ustası Çağ-Han'a ait olan efsanevi kılıcın tek ve yegane sahibidir. Kadim Ustaların bu tek varisi "Bütün Savaşları Sonladıracak Son Savaş" için anahtarı ellerinde tutmaktadır. Ne var ki, savaşa giden bu yol vahşet doludur ve sadece gereken cesareti, dayanıklılığı ve beceriyi gösterebilenler geri kalan herkesin üstünde yükselmeye ve Gökkavmin kadim sırlarını öğrenmeye hak kazanırlar...
HİKAYESİ
Kitap I
BİTMEYEN SAVAŞ
Dost, düşman, uzak, yakın bir araya geldiler; birbirlerinin güçlerini, akıl ve marifetlerini ölçmek için geniş savaş meydanlarında buluştular. Hakanlar ve askerleri, ustalar ve başıbozuklar, hepsi de kadere meydan okumaya geldi. Gelmiş geçmiş en büyük savaşçı, yiğitler yiğidi olarak anılmak için bu yola baş koydular.
Alacakaranlık çöktü ve ilk ay çıktı. Muzaffer olmak için girişilen bu dehşetli savaş her yeri kana boyamıştı. Kanla gebe bırakılan toprak, doğumun şafağında yani kavimler dünyaya getirdi.
Muhteşem Ejder Kavmir Doğu’dan geldi.
Onlar Ağır ve Hafif kılıç ile Güç toplarının Ustalarıydı. Bu çetin savaşçılar İç Güç’lerini de ölümcül bir şaşmazlıkla kullanabiliyorlardı. Gururlu ve sadakatli Ejderler teslim olmaktansa ölene dek mücadele etmeyi yeğlerler. Hakanları Oda-Han OnikiGöklerin kudretine tanık olmuş çok az kişiden biriydi ve Usta Çağ-Han’ın eski bir öğrencisi olarak yaşadı ve öyküyü anlattı
Azametli Yılan Kavmi Kuzeyin donmuş tundralarından geldi. Set-Han’ın yani nam-ı diğer Gölgesiz’in idaresi altında eşsiz silahları ve savaş sanatlarındaki ustalıklarıyla belirdiler. Bu dişli savaşçılar ses dalgaları üzerinde hakimiyet kurarak kurbanlarına hissettirmeden onları uzaktan yok etmenin yollarını keşfetmişlerdi. Azgın Pars Kavmi Batının dağlarından geldi. Bu güçlü savaşçılar da acı kuvvetlerine güveniyorlardı. Yılan Kavmi’nin aksine onların asıl üstünlükleri bilek gücüydü. Devasa kılıç ve mızlakları tek elleriyle kavrayarak yalnız başlarına birçok askere bedeldiler. İşte bu yüzden birçok güçlü savaşçı Rua-Han’a meydan okuma gafletini gösterdiği için bugün toprak oldu.
Bu kavimler büyüdükçe adı bilinmez bir sis de kuvvetlenip durdu.
Kısa sürede ön saflar çöktü ve Gök Kavmin’in Hakanı Kara-Han’ın iradesindeki canavarlar içeri girdi. Bu canavarların ölümcül kudreti tüm insanların varlığını tehdit ediyordu. Onlara sadece en tecrübeli savaşçılar meydan okuyabilirdi. Ne var ki bu yolun sonundaki mükafat işin tehlikesinden daha büyüktü. Sonunda her kavimden maharetini ispatlamış savaşçılar öne çıktı.
Ve bir kez daha beklemeye koyuldular. Acaba uzun yıllar once verilmiş bir sözü kim yerine getirecekti…
Bir yıl once tanıştıkları bir yabancı mı?
Kitap II
KADİM DOĞU
Tamu’nun ateşinden dövülmüş ve binlerce savaşın kanıyla beslenmiş bir yürek geldi… kendi halkının özgürlük çağrılarının ahengiyle atan… yaşamı ve ölümü içinde barındıran o karanlıktan çıkmış bir yürek geldi. Kara-Han geldi. Savaşa açlığı ve kana susamışlığıyla kaderine ve yakında evim diyeceği er meydanına yürüdü. Kutsal Şehir Töz’e geldiğinde insanların arasındaki sonu gelmez savaşlardan paramparça olmuş bir ülke gördü. Şehrin insanları savaştan yorgun düşmüş gözlerle onu süzdüler. Bu savaşın sebepleri artık atalarının yırtık pırtık anılarında yok olmaya yüz tutmuştu. Devam etmelerini sağlayan tek şey bu manasız savaşın asırlar içinde doğurduğu kin ve nefretti.
Ejder Kavmi Hakanı Oda-Han karşısına geçti ve ona meydan okudu. “Kimsin, ve amacın ne?” dedi. Kara-Han karşısındakini ciddiye almadı ve sadece gülümsedi. Kavmin insanları Hakanlarının çevresini sararken yabancıya yorgun gözlerle baktılar. Oda-Han bu yabancının küstahlığı karşısında öfkelenmişti. Töreden, terbiyeden habersiz bu adam da kimdi? Nasıl olur da böyle karşısına dikilirdi? Yabancı gülümseyerek öylece durmaya devam edince Oda-Han Ejder Kavmi’inin Hakanı kimmiş ona öğretmeye karar verdi. Silahını çekti ve çelik fısıldadı ama bu fısıltı sessiz savaşçıyı harekete geçirmişti. O da şu kadarcık korku göstermeksizin kendi kılıcını çekti. Tüm Kavmi nefesini tutmuşken Oda-Han dona kaldı.
... Hayır böyle bir şey olamazdı…
Gerçeği kavrayan Hakan’ın şaşkınlıktan gözleri faltaşı gibi açılmıştı. Genç savaşçının elinde Gök Kavmin son Hakanı Çağ-Han’ın yani Efsanevi Savaşçının, Oniki Orduların Hakanlarını yenebilmiş yegane Büyük Üstadın kılıcı vardı. Oda-Han, bu devasa kılıcın kabzasındaki 12 kutsal taşa bakakaldı. Aklında ona kutsal taşların gücünü anlatan ustasının sözleri geldi. “Taşların gücünü elinde buluduran kişi Oniki Orduların gücünü de elinde bulundurur. Bu güçle bir imparatorluk kurulabilir.” Uzun zaman önce Usta Çağ-Han ve halkı bir yanardağ patlamasında yok olmuşlardı. Tüm Gök-Kavim lav ve küller altında kalıp yok olmuştu. Birçokları bunun sebebinin aşırı hırs ve ihtirasları olduğunu söyledi ama patlamadan sağ kurtulup olanları hatırlayanlar artık çok azdı. Çağ-Han’ın gidişinden sonra bu topraklar hükümdarsız kalmıştı. Oniki Ordular bir kez daha yükselmişti. Ama artık kutsal taşların gücü olmadan savaşlar kontrol edilemiyordu. Toprak Ana kanıyor ve insanları acı çekiyordu.
Oda-Han silahını indirip savaşçının yüzüne baktı. “Çağ-Han?” diye fısıldadı. “Ben Gök Kavmin Onikilerinden Kara-Han,” diye cevap verdi savaşçı. “Bu topraklar onursuz kavgalar yüzünden yeteri kadar kan ağladı. Gerçek Ustaların öğrettiğinden çok daha aşağı ilkeler için yeterince savaş yapıldı.” Sonra duraklayıp kılıcını Oda-Han’a uzattı. O yüce silah, kutsal taşların üzerine düşen ışıklarla parlarken konuşmaya devam etti: “Ben buraya senin insanlarına büyük bir şeref bahşetmeye geldim. Insanlarını efsanevi savaş meydanlarına getir, getir ki kendinizi ispat edesiniz. Kölelerimle dövüşün, size verdiğim görevleri yapın. O zaman savaş meydanından doğrulup diğer kavimlere üstünlük sağlayın ki en güçlüleriniz, en beceriklileriniz ve en cesurlarınız Gök-Kavim’in Ustaları arasında girsin, bize katılsın.” Yabancının kim olduğu ve getirdiği haber kulaktan kulağa, dilden dile ulaştıkça kalabalık heyecanla haykırdı. Kara-Han onlara “Bugün büyük bir gün,” dedi. “Bugün OnikiGöklerin yıl dönümü olarak bilinsin.”
Sessiz savaşçı heyecanlı bağrışmaların kesilmesini bekledikten sonra devam etti. “Sizin savaşçılarınız bizim ilgimize layık olduğunu ispatladığında Gök-Kavim’e geri dönecekler.”
“Benim babam her şeye layıktır,” diye bağırdı Manolya. Yedi yaşlarındaki bir kız şaşkın kalabalığın arasında ite kaka kendine yol açarak geldi ve Oda-Han’a hayran gözlerle bakarak, “Öyle değil mi, baba?” diye sordu.
Meydan okuyuşu Kara-Han’ı şaşırtmıştı. Savaşçı kızı süzdü. Belki babasını biraz utandırmıştı ama cesareti yadsınamazdı.
Yüzü kızaran ama çocuğunu korumak için de öne çıkan Oda-Han öfkeyle “Layık olmadığımızı kim söylüyor?” dedi.
Kara-Han yavaşça Hakan’ın etrafında yürürken onu baştan aşağıya süzüyordu. “Layık mısınız?” diye sordu, alaycı bir şekilde. “Görelim o zaman.”
Bir anda gökyüzü karardı ve etraflarındaki hava soğudu. Ayaklarının altındaki toprak gümbürderken herkes sus pus olmuştu. Orada olup bu olanlara şahitlik eden herkes vadiden onlara doğru yankılanan gökgürültüsüne benzer bir kükreme duydu.
Oda-Han önündeki savaşın hazzını duyumsayarak arkasını dönüp savaşçılarına baktı ve muzaffer bir savaş çığlığıyla saldırı emir verdi.
Ejder Kavmi’nin tecrübeli savaşçıları henüz görünmeyen düşmanlarına karşı savaş konumuna geçip beklemeye başladılar. Ağaçlar güçlü bir yaratığın pençeleriyle ikiye ayrıldı.
Sonrasında meydana gelen savaş şiddetli ve bir o kadar da kısaydı. Oda-Han’ın savaşçılarının bedenleri meydanın her yerine dağılmıştı. Yenilmez yaratığın gazabından Oda-Han dahil sadece bir avuç savaşçı kurtulabilmişti. Canavar şimdi kendisini çağıran savaşçıya yönelmişti. Bu olayı anlatmak üzere hayatta kalanların çok az olmasına rağmen orada olanların zihinlerine şu sahne sonsuza kadar kazınmıştır: Bir ordu dolusu savaşçıyı telef eden bu korkunç yaratığı sessiz savaşçı, Gök-Kavim’den Kara-Han tek başına yenmişti.
Kitap III
BİRİNCİ YIL
Gök-Kavim artık geri dönmüştü. Ama neydi bu Gök-Kavim’in tarihi? Çağ-Han’ı yakından tanıyan eski ustalar dışında onları anımsayan pek az kişi vardı.
Eskiden İlahi taşları ele geçiren Oniki Ordular’ın Lordu Kadim Doğu’yu zalimce yönetirken kavimlerden biri, en yiğidi Gök-Kavim ile başında Hakanlardan biri, en yiğidi Çağ-Han ortaya çıkıp insanlara özgürlüklerini geri vermişti. Ama sonra başlarına gelen felaketle ortaan kaybolan Gök-Kavim’in bu geri dönüşü acaba kavimlere neler getirecekti?
Artık ortada büyük bir ödül vardı. Gök-Kavim Oniki göklerdeki iktidarına ortak edecek savaşçılar arıyordu. Tüm kavimler titreyip silkindi.
Muhteşem Ejder Kavmi asil ve onurluydu. Sonunda zarar görecek bile olsa düşmanına dahi şereflice davranırdı. Onları kadim Ejder Kavmi yapan da bu vasıflarıydı. Oda-Han Kadim Doğu’nun sahip olduğu en cömert ve soylu liderdi. Tüm Güneyli kavimler onun bileğinin gücüne ve adaletine hayran olup onun çatısı altında buluştular.
Azametli Yılan Kavmi kurnaz ve akıllıydı. Kazanmak için her yolu dener, herkesle ittifak yapabilirlerdi. Tüm kavimler içinde siyaset ve savaş taktiğinde onların eline su dökecek kimse yoktu. Set-Han Batının kavimlerinin liderlerini kandırdı ve hepsi onun aklına güvenip güçlerini onunkine kattılar.
Azgın Pars kavmi, yırtıcı, kavgacı ve güçlüydü. Kendi gücüne olan sonsuz inancı hiç de boş değildi. Kadim Doğu’nun en savaşkan kavmi olarak ün yapmış Parslara meydan okumaya cesaret edebilecek kimse yoktu. Rua-Han belki de bileğine en kuvvetli lider olmasına rağmen o bile Gök-Kavim’in karşı konulmaz gücünü görünce müttefik aramaya başladı ve birçok kavim Pars Kavmi’nin kudretli sancağı altına girdi. Diyarları yeni tehlikeler tehdit ediyordu. Herkesin güçlü ve birlik olması gerekiyordu. Ama asıl tehdit neydi? Kara-Han ve sınırsız kudreti mi, Gök-Kavim’in gizemli oniki Büyük Ustası mı, görülmedik ölçüde kuvvetli canavarlar mı, yoksa her bir kavmin kendi iktidar hırsı mı? Bunu henüz kimse bilmiyordu.
"Bilgiler Alıntıdır." "Uploadlar ve Düzenleme Bana Aittir." (Benim Çar vardı 104 lvl Ban yedi )
TheKiller Admin
Özel Yazı : BEN BİR MALIM (Siteye girmediği sürece bu kullanıcının mesajlarında gözükecektir.)Mesaj Sayısı : 205 Kullanıcı Tecrübesi : 2165748 +Rep : 1001 Kayıt tarihi : 05/01/10 Yaş : 27 Nerden : İzmir
Konu: Geri: Karahan Online Perş. Ocak 07 2010, 00:30
aTa spoiLéRi uNuTmA
TheKiller Admin
Özel Yazı : BEN BİR MALIM (Siteye girmediği sürece bu kullanıcının mesajlarında gözükecektir.)Mesaj Sayısı : 205 Kullanıcı Tecrübesi : 2165748 +Rep : 1001 Kayıt tarihi : 05/01/10 Yaş : 27 Nerden : İzmir
Konu: Geri: Karahan Online Cuma Ocak 08 2010, 10:24
knk MsN aÇ!!!
TheKiller Admin
Özel Yazı : BEN BİR MALIM (Siteye girmediği sürece bu kullanıcının mesajlarında gözükecektir.)Mesaj Sayısı : 205 Kullanıcı Tecrübesi : 2165748 +Rep : 1001 Kayıt tarihi : 05/01/10 Yaş : 27 Nerden : İzmir